bugün
- anın görüntüsü14
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz14
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı10
- iğrenç bir his tarif et16
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- insana kendini kötü hissettiren şeyler20
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması11
- memesi küçük olmak15
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- güne bir şarkı bırak13
- tilki ailesi9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- 1 mayıs9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- cumaya gidenlerin çok azalması17
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- ayça tilki11
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- bik bik'in balona binmesi10
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim13
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- icardi190513
- ben bu davanın savcısıyım8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel13
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız15
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
entry'ler (169)
Bu aralar fanı olduğum tatlı kadın.
'vuslat' ve 'itiraf' adlı iki şarkısını döne döne dinliyorum. hem sesi çok güzel hem de şarkıları.
Bir tanesinde (vuslat) şöyle diyor:
'Huzura aç ruhun bensiz
Huzur bende, sen neredesin?
Huzura aç ruhum sensiz
Huzur sende, ben neredeyim'
'vuslat' ve 'itiraf' adlı iki şarkısını döne döne dinliyorum. hem sesi çok güzel hem de şarkıları.
Bir tanesinde (vuslat) şöyle diyor:
'Huzura aç ruhun bensiz
Huzur bende, sen neredesin?
Huzura aç ruhum sensiz
Huzur sende, ben neredeyim'
hiç doğum günü kutlamamış, doğum tarihini bilmeyen, pastanın neden kesildiğini, mumların neden üflendiği bilmeyen bir çocuğa rastlayınca; yaşadığın bir çok doğum günün, kutlamaların geliyor aklına da, insanın içine bir şeyler oturuyor.
bir suriyeli öğrencim ile aramızda geçti şöyle bir diyalog:
(ünite party time)
-soyle bakalım birthday party neydi?
+bilmiyorum hocam
-hani ne kutluyorduk, mumları üflüyorduk, pasta kesiyorduk?
+... (öylece bakıyor)
-dogum gunu değil mi mennan?
+aa ben bilmiyordum hocam.
hiç kutlamayız biz. annemin de kardeşimin de.
-e ne zaman senin doğum günün? (saskınlıgımı gizlemeye calısarak ve muhtemelen gizleyemeyerek)
+bilmiyorumki hocam annem söylemedi.
- eve gidince annene sor, öğretmenim soruyor de tamam mı?
+tamam hocam
* ahh, bazılarına ne normal, sıradan şeyler, yoklugunu bilmemiş, dusunmemiş bile.
bazısı da varlıgını dahi bilmiyor, sanki büyük lüks (!)
*sana söz olsun çocuk, o mumlar üflenmeden bitmeyecek bu dönem.
bir suriyeli öğrencim ile aramızda geçti şöyle bir diyalog:
(ünite party time)
-soyle bakalım birthday party neydi?
+bilmiyorum hocam
-hani ne kutluyorduk, mumları üflüyorduk, pasta kesiyorduk?
+... (öylece bakıyor)
-dogum gunu değil mi mennan?
+aa ben bilmiyordum hocam.
hiç kutlamayız biz. annemin de kardeşimin de.
-e ne zaman senin doğum günün? (saskınlıgımı gizlemeye calısarak ve muhtemelen gizleyemeyerek)
+bilmiyorumki hocam annem söylemedi.
- eve gidince annene sor, öğretmenim soruyor de tamam mı?
+tamam hocam
* ahh, bazılarına ne normal, sıradan şeyler, yoklugunu bilmemiş, dusunmemiş bile.
bazısı da varlıgını dahi bilmiyor, sanki büyük lüks (!)
*sana söz olsun çocuk, o mumlar üflenmeden bitmeyecek bu dönem.
Her şeyin hem baslangıcı hem de sonucu gibi bu konu. Misal; 'istisnalar vardır elbet ama' ezeli suçluların da hikayelerine bakıldığında genellikle sevgisiz, ilgisiz bir çocukluk yaşadıkları görülür.
Bir kitapta dediği gibi: 'sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik.'
Bir kitapta dediği gibi: 'sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik.'
Hayat hep bir denge işi diye düşünürüm. Her şeyin fazlası bazen de eksiği hep zarar. Yaşadığın her an farklı öğretiler çıkıyor karşına bir bir. Ancak bunun farkına sonra sonra varıyor insan. 'Olgunlaştım artık tamam' diyorsun bir gün sonraki 'sen' o günkü haline yandan yandan gülüyor, 'dur daha ne gördün' der gibi. Öleceğim güne kadar şaşırmaya, öğrenmeye, keşfetmeye, farketmeye devam edeceğim sanırım şu ana kadar ki en büyük farkındalığım bu. Yaşam en nihayetinde bir yolculuk hali... Kimine mıcırlı, çukurlu yollar, kimineyse iki yanı yemyeşil ağaçlı yollar sunan...
Kadınları kalıplara koymaya çalışmaktan ne zaman vazgeçeceğiz acaba? Öyle olmalı, böyle olmalı. Yok efendim, hiç bir şey 'olmamalı'
Böyle 15-20 maddeyle bir insan yaratamazsınız.
Böyle 15-20 maddeyle bir insan yaratamazsınız.
bazı şarkılar vardır ya defalarca dinlersin, sömürürsün adeta şarkıyı ama her dinleyişte de başka bir yeri dikkatini çeker, içine dokunur.
sözleri ayrı, ezgisi ayrı bir şekilde ruha işliyor.
'annem gülerdi ya, ben de gülerdim' kısmını söylerken sesi titremiyor mu? bir tek bana mı öyle geliyor...
sözleri ayrı, ezgisi ayrı bir şekilde ruha işliyor.
'annem gülerdi ya, ben de gülerdim' kısmını söylerken sesi titremiyor mu? bir tek bana mı öyle geliyor...
rastgele bir şekilde tanıştığım ve birkaç şarkısını döngüye alıp bırakamadığım ,sonradan öğrendiğime göre hollandalı bir grup.
blues, içine arap ezgileri çalınıyor kulağınıza. kimi zaman dinlendiriyor, kimi zaman neşelendiriyorlar.
insanda tatile gitme, yolda da bol bol kendilerini dinleme isteği uyandırıyorlar.
'black cadillac' parçaları favorilerden.
blues, içine arap ezgileri çalınıyor kulağınıza. kimi zaman dinlendiriyor, kimi zaman neşelendiriyorlar.
insanda tatile gitme, yolda da bol bol kendilerini dinleme isteği uyandırıyorlar.
'black cadillac' parçaları favorilerden.
"Bir koku var burnumda;çocukken parka gitme kokusu.
O kıpır kıpır sevinçle karışık huzur.
Sonra yolda yürürken bir yandan, birazı dalda birazı etrafa yayılmış mis gibi ıhlamur kokusu.
Öyle telaşsız, öyle basit ve öylece de mutlu. Çocuk olmak tam da buydu.
...........
'bazen ansızın bi cümle belirir kafanda, sonra? Gerisi hikaye.'
O kıpır kıpır sevinçle karışık huzur.
Sonra yolda yürürken bir yandan, birazı dalda birazı etrafa yayılmış mis gibi ıhlamur kokusu.
Öyle telaşsız, öyle basit ve öylece de mutlu. Çocuk olmak tam da buydu.
...........
'bazen ansızın bi cümle belirir kafanda, sonra? Gerisi hikaye.'
genelde balkan göçmeni yoğunlukta olan bölgelerde kullanılan, diğer bir tabirle 'boş yapmak' manasına gelen kelime.
peki buraya nereden geldik, opucuk baligi ile yapılan bir sohbet esnasında, her zamanki gibi konunun konuyu ve tekrar bir konuyu açması suretiyle buralara kadar geldik.
bir diğer kelime için: (bkz: peşelemek)
peki buraya nereden geldik, opucuk baligi ile yapılan bir sohbet esnasında, her zamanki gibi konunun konuyu ve tekrar bir konuyu açması suretiyle buralara kadar geldik.
bir diğer kelime için: (bkz: peşelemek)
hem çok basit, hem bir türlü elde edilemeyen, safi bir arayıştır.
genellikle varlığı sonradan anlaşılır ; 'mutsuzken'
genellikle varlığı sonradan anlaşılır ; 'mutsuzken'
2 yıl önce yazdığım entry yi okudum ve fikrim hala aynı,mesafelerin engel olmadığı dostluk,dostum...
uzakta da olsa eli kolu yetişir sevincinize de derdinize de ortak olur. az mı dinledi az mı tahammül etti bana...
sevgisini taa derinde hissedersiniz, öyle tatlı bi kalbi varki görmesini bilene...
yakınlarına yardım etmek, yanında olmak herkesin yapabileceği bir şeydir, peki ya uzak olduğu insanlara yardım etmek?
işte onu herkes yapamaz. ah be keşke hak etseler, üzmeseler. keşke engel olabilsem üzmelerine...
zaman olur konuşmanıza bile gerek olmaz, bi film tavsiye eder, bi şiir gönderir, öyle anlaşırsınız.
katlana katlana artar bendeki yeri, iyiki var! *
uzakta da olsa eli kolu yetişir sevincinize de derdinize de ortak olur. az mı dinledi az mı tahammül etti bana...
sevgisini taa derinde hissedersiniz, öyle tatlı bi kalbi varki görmesini bilene...
yakınlarına yardım etmek, yanında olmak herkesin yapabileceği bir şeydir, peki ya uzak olduğu insanlara yardım etmek?
işte onu herkes yapamaz. ah be keşke hak etseler, üzmeseler. keşke engel olabilsem üzmelerine...
zaman olur konuşmanıza bile gerek olmaz, bi film tavsiye eder, bi şiir gönderir, öyle anlaşırsınız.
katlana katlana artar bendeki yeri, iyiki var! *
jason mraz'ın muhteşem şarkısı. çevirisiyle çok ilgilenmeye fazla gerek yoktur. müziği bir harikadır, önemli olan da o sanırım *
üniversitenin bana kazandırdığı nadide güzelliklerden biri. hep 'iyiki' var. arada yaptığı güzel sürprizlerle hayatıma en güzel pastel renkleri katar, mutlu eder. özlemin, yakıştığı insanlardan. candır, can.
*dan brown- dijital kale
yarın yine iş muhabbeti ne şekilde sonuçlanacak ya da sonuçlanmayacak mı ?
defne'nin kardeşi sedef, kemal'in babası, malum dayı, avukat metin hepsinden her şey beklenir. ama dizi bizi komple şaşırtıp bambaşka bir patron da çıkabilir. bekleyip göreceğiz artık. ama şu dizi bitmese ya...
dizinin beklenmeyen bir şekilde öne çıkan bir karakteri olmuştur. senaryo çok enteresan ilerlemekte ve bende inanılmaz merakla beklemekteyim yeni bölümünü.
yarım saat bir saat uğrar sonra da kalkarım, düşüncesiyle gidip gecenin sonuna kadar kaldım. kötü mü oldu? hayır. kesinlikle iyi oldu. mendilim yok ile gittik, (onsuz bir zirve benim için zirve değildir zaten) muhabbet sohbet derken vaktin nasıl geçtiğini anlamamışım. kaçıncı zirvem hatırlamıyorum ama artık simalar daha akılda kalıcı ve yavaş yavaş daha çok hoşuma gidiyor bu zirveler. * gerçekten güzel vakit geçirdim. düzenleyen arkadaşa ve katılan herkese çok çok teşekkürlerimi iletiyorum bende. bir dahaki sefere görüşmek umuduyla...
çok fazla (evet farkındayım anlatım bozuklugu oldu) yazacak şey vardır ve bu yüzden nereden başlayacağını bilemezsin ya bu öyle anlardan biri. aslında çok da uzun olmayan bir zamana çok güzel şeyler sığdırdık biz. evet bir bunaltıcı yaz okulu günü başladı tanışmamız... sonra tüm mevsimleri beraber sevdik. kışı sevdik beraber ama sonbaharın tadı başkaydı bizim için. küçücük şeylerden mutlu olan 2 ufak kız cocuguyduk adeta. minik pasta tarifleri, değişik çaylar, zaten sohbetin eşsiz tadı yetiyordu bize. ama özlüyorduk hep birbirimizi ve bi telefonu yetiyordu 'k.b.b ben geliyorummm' beni alıyordu bi sevinç. sonra gece yarısı sohbetleri, onun uykusunun bizde hep erken gelmesi... benim buna sitemlerim. sabah o enteresan uyanış... yanına gidip fısıldasanız dahi, 'hooop ne deprem mi oluyoo!?' edasıyla uyanır her defasında. sırf mutlu oluyorum diye itina ile bakılan kahve falları... hatta benim telefondan sekilleri tarif etmem ve buna istinaden tahminler etmesi. dışarıdan nasıl gözükür bilmem ama, içerisi kocaman bir kalp onunki. bir adım atana bin adım gelecek kadar güzel... derdiniz derdi olur, seninle ağlar ve güler. mutluluktan ağlamayı da ben bir onda gördüm. 'en son ne zaman mutluluktan ağladınız' diye sormuştu bir kere. düşündüm... hiç. ama sonra belki de bu vesileyle bir kere ağladım mutluluktan... ayrı yerlerde olsak da beraber gittiğimiz konserler vardı. yanyana olmak gerekmiyorduki zaten beraber dinliyorduk... çok çok yazacak şey var ama ancak bu kadar toparlayabiliyorum işte... yalnızz bir de hastalıklardan başını bir kurtarabilse, hastanelere gitmekten ciğeri soldu. ankara nın yolları aşındı. doktorlar fazla mesailere kaldı,zengin oldu sabrı ve çabası takdire değer. tez zamanda bitecek insallah bunlar. güzel günler göreceğiz güneşli günler...
Her şeylerin suyuna banarsınız.